Güta Perka Nedir Diş? Psikolojik Bir Bakışla İnsan ve Ağrının Anlamı Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken, sıklıkla bedensel deneyimlerle zihinsel süreçler arasındaki görünmez köprülere rastlarım. “Güta perka nedir diş?” sorusu da bu bağlamda yalnızca diş hekimliğine ait bir terim değil, aynı zamanda insanın acı, korku ve kontrol algısını yansıtan güçlü bir psikolojik metafordur. Bu yazıda, güta perkayı hem diş tedavisinin teknik bir unsuru hem de insan psikolojisinin derin katmanlarında yankılanan bir sembol olarak ele alacağız. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Kontrol İhtiyacı ve Anlam Arayışı Güta perka, diş kök kanal tedavisinde kullanılan doğal bir dolgu maddesidir. Ancak psikolojik açıdan bakıldığında,…
Yorum BırakHuzurlu Yaşam Rehberi Yazılar
Güney İlçesi Hangi Yönde? Edebiyatın Haritasında Bir Yolculuk Bir edebiyatçı için her yön, yalnızca coğrafi bir işaret değil, aynı zamanda bir anlam yönüdür. Kelimeler, tıpkı pusulalar gibi, bizi kendi içimizdeki yönlere götürür. “Güney ilçesi hangi yönde?” sorusu, yüzeyde coğrafi bir merak gibi görünse de aslında insanın yönünü, yurdunu ve aidiyetini arayışının metaforudur. Çünkü edebiyat, haritaların değil; kalplerin coğrafyasını çizer. Güneyin Dili: Sıcaklığın, Tutkunun ve Kayıp Zamanın Yönü Edebiyatta güney kavramı, genellikle sıcaklık, tutku, doğa ve duygusal yoğunlukla ilişkilidir. Güney, insanı sarıp sarmalayan bir iklimdir. Orada toprak bereketlidir, güneş yakıcı ama aynı zamanda yaşam vericidir. William Faulkner’ın Amerikan güneyini anlattığı romanlarında…
8 YorumKastamonu Neyi ile Ünlü? Tarih, Doğa ve İnsanın Kalbinde Bir Şehir Bazı şehirler vardır; sokaklarında yürürken yalnızca taş duvarları değil, geçmişi ve hikâyeleri de hissedersiniz. Kastamonu tam da böyle bir yerdir. Ben bu yazıyı yazarken, sanki Nasrullah Camii’nin avlusundan geçen rüzgâr kulağıma tarih fısıldıyor gibi. Kastamonu’yu anlatmak, sadece bir şehri değil; Anadolu’nun kalbinde yaşayan bir kültürü anlatmaktır. Peki Kastamonu neyi ile ünlü? Gelin, hem verilerle hem insan hikâyeleriyle bu zenginliğe birlikte bakalım. Tarihin Sessiz Tanığı: Kastamonu’nun Kültürel Mirası Kastamonu, 7.000 yıllık geçmişiyle Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biridir. Arkeolojik verilere göre bölgede Hitit, Frig, Roma ve Bizans uygarlıkları hüküm sürmüştür. Osmanlı…
4 YorumGüvenliğin Felsefi Yankısı: Alarmlı Sistemlere Ontolojik Bir Bakış Bir filozof için her nesne, varoluşun kendisine açılan bir kapıdır. Alarmlı güvenlik sistemleri de yalnızca teknolojik aygıtlar değil; insanın korku, güven, kontrol ve bilgiyle kurduğu karmaşık ilişkinin yansımasıdır. Güvenlik kelimesi, aslında insanın bilinmezliğe karşı verdiği varoluşsal bir cevaptır. Bir alarm sesi, sadece hırsızları uyarmakla kalmaz; aynı zamanda insana kendi kırılganlığını hatırlatır. Peki, biz gerçekten neyi korumaya çalışıyoruz: evimizi mi, yoksa kendimizi mi? Etik Perspektif: Korumak mı, Kontrol Etmek mi? Etik açıdan bakıldığında alarmlı güvenlik sistemleri, insanın güvenlik arayışının somut bir uzantısıdır. Ancak bu arayışın ardında yatan soru şudur: Güvenlik, özgürlüğün neresindedir? Bir…
Yorum Bırak2006 Türkiye Güzeli Kim? Siyaset Bilimi Perspektifiyle Güzellik ve İktidar Siyaset bilimi geleneğinde, güç ilişkileri yalnızca kamusal alanda değil, simgesel alanlarda da işler: beden, görünürlük, semboller üzerinden. Güzellik yarışmaları bu açıdan dikkat çekici bir bağlamdır. “2006 Türkiye Güzeli kim?” sorusunun ötesinde, bu yarışma niçin önemli bir iktidar alanıdır, hangi kurum ve ideolojik halkanın gölgesinde yürür, vatandaşlık algısına nasıl müdahale eder? — 2006 Türkiye Güzeli: Ceyla Kirazlı 2006 yılında Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden güzellik yarışması kapsamında Ceyla Kirazlı, Miss Universe Turkey unvanını kazanmıştır. [1] Bu yarışma çerçevesi, yalnızca güzellik değerlerinin sergilendiği bir platform değildir; aynı zamanda normatif estetik kriterlerin kurumlaşmış…
4 YorumÖnden Görünüş Ne Demek? Psikolojik Bir Bakış Açısından Kendimizi Görme Sanatı Bir psikolog olarak, insanların kendilerini ve başkalarını nasıl gördüklerini anlamaya her zaman ilgi duymuşumdur. “Önden görünüş” ifadesi, teknik resim dünyasında bir nesnenin en belirgin yüzünü temsil eder. Ancak insan zihninin karmaşık yapısına baktığımızda, bu kavram yalnızca çizimlerle sınırlı kalmaz; bireyin kendini dışarıdan algılama biçimine, toplumsal aynalarda gördüğü imgeye ve iç dünyasındaki yansımaların dışa vurumuna dönüşür. Bu yazıda “önden görünüş”ü bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin merceğinden inceleyerek, aslında kendimizi nasıl çizdiğimizi tartışacağız. Bir Psikoloğun Meraklı Girişi Bir danışan bana bir keresinde şöyle demişti: “Aynaya baktığımda kendimi tanıyamıyorum.” Bu cümle, fiziksel…
8 YorumKanat Skapula Hangi Hastalıkta Görülür? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir İnceleme Fikir Alışverişine Açık Bir Başlangıç Tıbbın dünyasında bazı terimler vardır ki, kulağa yabancı gelir ama aslında bedenimizin bize verdiği önemli mesajları taşır. “Kanat skapula” da bunlardan biri. Kimi zaman kas zayıflıklarıyla, kimi zaman sinir hasarlarıyla ortaya çıkan bu durum; yalnızca bir fiziksel belirti değil, bedenin bize söylediği çok daha derin bir hikâyedir. Ben de bu yazıda, konuyu farklı açılardan ele almayı seven biri olarak, hem bilimsel verilerle hem de toplumsal etkilerle birlikte tartışmaya açmak istiyorum. Çünkü tıpta da, hayatta da tek bir doğru yoktur; farklı bakış açıları konuyu zenginleştirir.…
6 YorumOdada Kamera Olup Olmadığını Nasıl Anlarız? Felsefi Bir Bakış Bir filozofun bakışıyla dünyaya baktığımızda, her şey bir “bilinç” sorusuna dönüşür. Görmek ve görülmek, bilmek ve bilinmek arasındaki ince çizgi, insanın varoluşunu şekillendiren kadim bir ikiliktir. “Odada kamera var mı?” sorusu, aslında yalnızca bir teknik merak değil; aynı zamanda modern çağın etik, epistemolojik ve ontolojik sorgulamasıdır. Bu sorunun peşine düşmek, yalnızca bir cihazın varlığını değil, kendi varlığımızın sınırlarını da araştırmaktır. Etik Perspektif: Görülmenin Ahlakı Etik açıdan bakıldığında, görülmek ve gözetlenmek arasındaki fark, bireyin özgürlük alanını tanımlar. Bir odada kamera olup olmadığını anlamaya çalışmak, aslında “özerklik” arayışıdır. İnsan, kendisini izleyen bir gözün…
6 YorumMersin Gülnar Pazarı Hangi Gün? Edebiyatın Dönüştürücü Gücüyle Bir Keşif Kelimeler, bir anlam taşır ama aynı zamanda çok daha fazlasını barındırırlar. Onlar, sadece birer araç değil, birer yaşam biçimidir. Her sözcük, yeni bir dünyanın kapılarını aralar, her cümle bir yolculuğa çıkarır bizi. Aynı şekilde, bir pazarın adı, sadece bir alışveriş yeri olmanın ötesine geçer; içinde köklü tarihleri, kültürel birikimi ve toplumsal ilişkileri barındırır. Mersin Gülnar Pazarı, dışarıdan bakıldığında sadece bir pazaryeri gibi görünse de, aslında bir edebiyatçı için derinlemesine bir incelemeyi hak eden, halkın yaşamını yansıtan ve toplumsal ilişkilerin izlerini taşıyan bir mekandır. Bu yazı, işte tam da bu yüzden,…
6 YorumIşitsel Görsel Nedir? Duyuların Kesişiminde Yeni Bir Anlatı Dili Giriş: Duyuların Ortasında Bir Kavram Görmek ve duymak, insanın dünyayı algılama biçiminin iki temel ayağıdır. Işitsel görsel kavramı, bu iki duyu alanının birleşim noktasında yer alır. Günümüzde medya, eğitim, sanat ve psikoloji gibi alanlarda kullanılan bu terim; yalnızca bir görüntü veya ses değil, ikisini birlikte deneyimleme biçimi olarak tanımlanır. Bu yazı, kavramın tarihsel gelişimini, teknolojik dönüşümünü ve güncel akademik tartışmalarını ele alır. Tarihsel Arka Plan: Sinemadan Deneyime Işitsel görsellik düşüncesi ilk kez 20. yüzyılın başında, sinemanın ortaya çıkışıyla birlikte anlam kazandı. Sessiz filmlerde bile, gösterim sırasında piyanistlerin sahneye eşlik etmesi, görselin…
6 Yorum