İçeriğe geç

Singer penye dikiş iğnesi kaç numara ?

Singer Penye Dikiş İğnesi Kaç Numara? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış

İstanbul’un yoğun temposunda bir gün, sabah işe gitmek için evden çıkarken cebimdeki eski dikiş iğnemi buldum. Düşündüm, “Singer penye dikiş iğnesi kaç numara acaba?” Diye sordum kendi kendime. Bu kadar basit bir soru aslında, ama bir bakıma toplumun farklı kesimleri için farklı anlamlar taşıyabilir. Yani, dikiş iğnesi seçerken dikkat edilmesi gereken şeyin sadece “kaç numara” olduğu değil, aynı zamanda bu tür mesleklerin, bu tür soruların kadınların emek gücüyle nasıl ilişkilendirildiği olduğunu düşündüm.

Evet, belki sıradan bir soru gibi gelebilir, ama bu sorunun toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletle ne ilgisi olabilir? Dikiş, penye, iğne… Bunlar, geçmişten bugüne kadın emeğiyle ilişkilendirilen kavramlar. O yüzden Singer penye dikiş iğnesi gibi basit bir araç, sosyal yapılarımızı, toplumsal cinsiyet rollerini ve adalet anlayışını nasıl etkileyebileceğimizi anlamamıza yardımcı olabilir. Gelin, bunu daha derinlemesine inceleyelim.

Singer Penye Dikiş İğnesi: Kaç Numara ve Hangi Emek?

Öncelikle, dikiş iğnesi konusunda bir netlik sağlayalım. Singer penye dikiş iğnesi genellikle 70-90 numara arasında bulunur. Fakat bunun üzerinde durmamız gereken asıl mesele, bu tür ürünlerin ev işlerinden, tekstil sektörüne kadar kadınların emek gücünü nasıl şekillendirdiğidir.

Sokakta yürürken veya toplu taşımada gözlemlerimde, mesleklerin çoğunun, özellikle kadın iş gücünün daha çok ev işleri ve el emeği gerektiren sektörlerde yoğunlaştığını görüyorum. Örneğin, çoğu tekstil işçisi, evde dikiş yaparak para kazanan kadınlar. Her gün İstanbul’un yoğun caddelerinde, insanlara yardımcı olmaya çalışan küçük esnaf kadınlar var. Bu kadınların birçoğu, günün sonunda evlerine döndüklerinde Singer penye dikiş iğnelerini alarak, gece saatlerinde işlerine devam ediyorlar.

Kadınların genellikle “evde yapılabilecek işler” kategorisinde görülen bu tür işlerde, emek çok sık görünmez olur. Kadınlar, dikiş, örgü, kumaş işçiliği gibi işlerle toplumsal cinsiyet rollerine uygun bir şekilde, seslerini duyuramayacakları alanlarda çalışıyorlar. Ancak bu kadınların emeği, iş hayatına eşit bir şekilde dahil edilebilmiş değil. Oysa, dikiş iğnesi gibi basit araçlar bile, bu emek gücünün bir parçası olarak hayatımıza dokunuyor.

Toplumsal Cinsiyet ve Dikiş İğnesi: Kadın Emeği ve Görünürlük

Kadın emeği, yıllardır en çok “evde yapılacak işler” olarak tanımlanıyor. Singer penye dikiş iğnesi veya benzeri ev gereçleriyle yapılan işler, çoğu zaman göz önünde değil. Birçok kadın, günlük yaşamında eve gelen misafirlerine güzel yemekler hazırlamak ve evini düzenlemek dışında bir iş yapmıyor gibi görülüyor. Oysa kadınlar, sadece ev işlerinde değil, toplumun en temel yapı taşlarını oluşturan sektörlerde de varlar.

İstanbul’daki işyerlerinde gözlemlediğim bir sahne, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Bir arkadaşımın çalıştığı tekstil fabrikasında, kadın işçilerin çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Çalışanların ellerindeki Singer penye dikiş iğneleri, çoğu zaman sadece ürün yapmak için değil, yaşamlarını sürdürebilmek için de kullanılıyor. Ne yazık ki, kadınların bu alandaki çalışmaları, hala genellikle düşük ücretlerle ve güvencesiz koşullarda yapılıyor.

Kadınların emek gücü, görünür değilse de, kadın iş gücü, toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından ciddi bir sorun oluşturuyor. Çünkü kadınlar, iş gücünün en önemli parçası olsalar da, adaletli bir biçimde ödüllendirilmiyorlar. Her gün aynı dikiş iğnesiyle işini yapan kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılıkla mücadele etmeye çalışıyorlar.

Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Anahtar Bir Soru: Hangi Emek Hangi Fiyatla?

Singer penye dikiş iğnesinin fiyatı, çoğu zaman 10 TL ile 30 TL arasında değişiyor. Fakat bu soruya bakış açımız, aslında toplumsal yapıyı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Kadınların el emeğiyle yapılan işler, genellikle düşük ücretli ve güvencesiz işler olarak kabul ediliyor. Yani, dikiş iğnesi gibi basit bir aletin, bir kadının yaşamını sürdürebilmesi için yeterli olmadığını görebiliyoruz. Peki ya erkeklerin yoğun olduğu iş kollarında çalışan birinin maaşı? Çoğu zaman, aynı emek aynı şekilde ödenmiyor.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bu noktada devreye giriyor. Erkekler daha yüksek maaşlarla çalışırken, kadınların yaptığı işler daha düşük ücretlerle ödüllendiriliyor. Dikiş gibi kadın emeği gerektiren işlerde, bu farkı daha fazla görebiliyoruz. Kadınların, hem ev içindeki işleri hem de dışarıdaki işleri genellikle düşük ücretlerle yapılması bekleniyor. Bu durum, sosyal adaletin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Sosyal Adalet ve Eşitlik: Herkes İçin Adil Bir Düzen

Dikiş iğnesi gibi günlük hayatımıza girmiş bir nesnenin, toplumsal yapıyı şekillendiren bu denli önemli olmasının nedeni, aslında toplumsal cinsiyet rollerinin bu tür araçlar üzerinden yeniden üretilmesidir. Kadınlar, bu basit araçlarla toplumda önemli roller üstleniyorlar, ancak çoğu zaman bu emek görünmez kılınıyor.

Sonuç olarak, Singer penye dikiş iğnesi gibi basit bir sorunun, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çeşitlilik ve sosyal adaletle ne kadar bağlantılı olduğunu görmek önemli. Herkesin eşit şartlarda çalışabilmesi, eşit ücretlerle ödüllendirilebilmesi için, hem ekonomik hem de kültürel dönüşüm gerekmektedir. Çünkü, dikiş iğnesinin fiyatından çok, bu emeklerin ne kadar değerli olduğu ve nasıl görünür kılındığı önemli bir mesele.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
grandoperabet resmi sitesitulipbetgiris.orgbets10